Son zamanlarda yapılan çalışmalar yapay zeka kavramının her güncellendiğini gösteriyor. Kendi kendine düşünüp karar verebilen makine mantığına artık aşinayız. Fakat bu durumun sınırları konusunda hepimizin içi rahat mı?
OpenAI şirketinin kurucusu Sam Altman, yapay zeka kavramına yeni bir anlam kazandırma konusunda gayret gösteriyor. 150 milyar dolar gibi bir değere kavuşacağı ön görülen yapay zeka yatırımları için şimdiden teşvik edici vaatler mi, yoksa gerçekten bizi bekleyen gerçeklerden mi bahsediyor? Bunu tartışabiliriz. Fakat biz insanlar olarak her yeniliğe çok çabuk adapte oluyoruz. Ben artık yüksek beklentilerin, mükemmel buluşlara bile bizi hazırladığını düşünüyorum. Artık çok şaşırmayacağımızı umuyorum. Çünkü bundan çok değil iki üç yıl önce yapay zeka fütüristik bir kavram iken, günümüzde standart bir günlük yazılıma dönüşmüş durumda. Bu durumu yadırgamıyoruz. O halde bizi bekleyen yeniliklerden de haberdar olmalıyız.
YZ bize sadık bir asistan olarak yetinecek mi?
Güzel, aradığımız sorulara cevapları hızlıca bulabiliyoruz. Ödevlerimizi kolayca yapıyoruz. Bir iş fikri, reklam metni gibi konularda destek alıyoruz. Fakat hepsi bu kadarla mı kalacak? Yani yapay zeka sadece günlük işlerimizi kolaylaştıran bize sadık bir yazılım olarak devam edecek mi? Öncelikle bu durumu yapay zeka geliştiricileri istemeyecektir. Her zaman ileriye gitmek ve daha fantastik olanı bulmak insanlığın genlerinde var. Bize bu başarma hissi bahşedilmiş. Gittiği yere kadar gitme konusunda elbette ısrarcı olacağız. Bu durumda makine öğrenmesi, gerçekten çok başarılı olup kendi sınırlarını aşabilir mi? Neden olmasın. Zaten beklenilen sonucun bu olduğunu düşünüyorum. Başarı, bir zaman sonra “bağımsızlığını ilan eden bir makine icat etmek” sayılacaktır.
YZ dünyayı ve insanları ne kadar umursar?
Şu anda yaptığımız her ChatGPT sohbeti, her Google araması veya internette sunucuları faaliyete geçirecek her işlem belli miktarda enerji tüketimine yol açıyor. Sunucularda yapılacak işlemlerin yapay zeka yazılımları geliştikçe ve onları daha çok zorladıkça artacağını varsayarsak, ilerde enerji tüketimi konusunda sorunlar yaşayacağımızı düşünebiliriz. Tabii bu konuda YZ insancıl bir çözüm önerir ve kendi temiz enerji kaynaklarını üretirse ne ala. Aksi halde doğaya daha çok zararlı gazlar salınacak ve enerji elde etmek için daha çok tüketeceğiz. Tükettikçe daha çoğunu isteyeceğiz. İş; YZ’yi yaşatmak mı insanlığı daha temiz bir doğaya kavuşturmak mı? sorusuna geldiğinde, YZ hayatta kalma iç güdüsüyle davranabilir. Günümüz insan profilinin bile diğer insanları çok umursamadığı ve dünyanın artan nüfusundan sürekli şikayet edildiği bir ortamda beklenen sonuç YZ’yi kurtarmak olacaktır.
Biz ne yapabiliriz?
Bu durumda sıradan internet kullanıcılarının yapması gereken şu ki, bilinçli şekilde YZ araçlarını kullanmak için gereksiz kullanımlardan kaçınmak gerekiyor. Öncelikle enerji tüketimini düşünmek gerekiyor. Bunun yanı sıra gelişmeleri takip edip kişisel güvenliğimizi sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri almalıyız. Her yeni “ücretsiz” YZ aracını sorgulamadan denemek yerine önce araştırmalıyız. Bazı ücretsiz gibi görünen YZ araçları hakkımızda bilgi toplamak veya kendini eğitmek için bizi kullanıyor olabilir. Dolayısıyla insanlığın evrendeki en değerli unsur olduğunu unutmadan makinelere bir araç olarak yaklaşmalıyız. Amaç haline geldiğinde istenmeyen sonuçlar doğuracağını ön görmek çok da zor olmayacaktır.